Çevre Kirliliği ve ilişkisi


Büyüyen ve gelişen ülkelerin en büyük sorunlarından biri olan çevre kirliliği sürekli değişen ve büyüyen insanoğlunun ihtiyaçları sonucunda ortaya çıkmış bir afet türü olduğu söyenebilinir aslında . Bir çok dallara ayrılan çevre kirliliği aslında tek bir bütün olarak bir biriyle bağlantılı bir şekilde bir zincir halkası gibi bir birini etkilemektedir .

1) Hava kirliliği 
2) Su kirliliği 
3) Toprak kirliliği
4) Gürültü kirliliği 
5) Nükleer kirlilik  

Gibi pek çok farklı alanları söyleyebiliriz . Endüstrileşmenin bir sonucu olarak yeni dünya ülkelerinde ortaya çıkmaya başlayan nükleer kirlilik her geçen gün giderek artmakta ve sağlığımızı tehdit etmekte . Fakat bu tehdit e rağmen bizler ısrarla şehirlerimize nükleer kirlilik konusunda yeterli bilgi birikimi olmadan depolama ve üretim gibi çeşitli aşamaları yapmaktalar .

Nükleer kirlilik sonucu dünyaya gelen çocuklarda ileri düzey engelli veya ölümcül kanser türlerine çok sık rastlanır . Nükleer kirlilik sadece biz insanlara değil kullandığımız toprağıda sürekli bir şekilde zehirler niteliktedir . Özeellikle yer altı nükleer atık depolama tesislerinin bulunduğu alanlarda doğal yollardan oluşan bitki çeşidi ve türü normal alanlara göre oldukça az ve yetişme süresi bakımdan oldukça uzun bir zaman dilinine sahiplerdir . Ülkelerin büyüyen nüfüsları için gereken enerji tek başına karşılayabilme potansiyeline sahip olan nükleer enerji ardından pek çok kirlilik bırakır nitelikte bunu asıl nedenlerinden biri ise nükleer enerji konusunda yeterli düzey bilgiye sahip olmayan kişilerin bu enerji çeşidini kullanmak istemeleridir .

Gürültü kirliliği büyüyen şehirlerin veya metropol şehirlere bağlı olarak yani bir şehirin büyüklüğüne bağlı olarak artan aynı zamanda hava yapısını etkileyen bir tür kirlilik çeşididir . Bu kirlilik çeşidini daha iyi anlamak için önce tanımına bakalım : 
 işitme sağlığını ve algılamasını olumsuz etkileyen, fizyolojik, psikolojik dengelerini bozabilen, iş performansını azaltan her türlü olaya gürültü adı verilir .

Öyleki bu olay şuanki dünyamızın metropol adı verilen merkezi şehirlerin veya büyük şehirlerin en büyük sorunlarından biridir . Bu sorunla beraber gerçekleşen bir çok sağlık problemi karşımıza sürekli çıkmaktadır . Dünya Sağlık Örgütünün ( WHO ) yaptığı açıklamaya göre günde 8 saatten fazla  85 (dB) üzerinde sese maruz kalmak , işitme kaybına yol açıyor . 

Toprak kirliliği insanların yanlış tarım uygulamaları , düzensiz yani çarpık kentleşme ve atık maddeleri toprakla bütünleştirmesi sonucu ortaya çıkan bir kirlilik çeşididir . Öyleki sadece bu faliyetler değil özellikle nükleer atıkların yer altında muhafaza edilmeside bu kirliliği üst-düzey bir biçimde etkileyip birçok önemli toprak mineralinin yok olmasına hatta toprağın verim düzeyini düşürmektedir . Modern tarımla birlikte uygulanmaya başlanan kimyasal gübreler ve zirai ilaçlar toprak yapısını büyük ölçüde etkilemeye başlamıştır. Bu durum tarım da yetiştirilen bir çok bitki , meyve ve sebze çeşidinde çok rahat bir şekilde görülebilir düzeydedir. Toprak kirliliği sonucu tükettiğimiz binlerce çeşit yiyecek bize bir zehir olarak dönüyor . Örneğin zirai ilaçlar sonrası toprak verimi düştüğü için yediğimiz meyve ve sebzelerden yeteri kadar mineral ve vitamin alamadığımız , yine zirai ilaçların ve gübrelerin yanlış kullanımı meyve sebzelerin üzerinde kalıntı bırakarak insan vücudunda metobolik hastalıklar ve hazımsızlıklara yol açıyor.

Şu kirliliği şüphesiz günümüzün en büyük çevre sorunu haline gelmiş ve düzensiz su kullanımı ve yanlış fabrikalaşmanın beraberinde getirdiği arıtma sistemlerinin yetersizliği yine hobi olarak yapılan piknik yüzme gibi pek çok aktivitenin ardından çöplerin denize veya okyanusa bırakılması sonucu ortaya çıkmış bir kirlilik türüdür.  Öyleki bu kirlilik türü diğer kirlilik türlerinin hepsinden etkilenerek insan için en önemli olan mineralin yani suyun yavaş yavaş yok olmasına bununla kalmamak üzere doğal yaşam döngüsünü yani suda yaşayan milyonlarca çeşit canlının yok olmasına sebebiyet veriyor.  Örneğin 1 litre yağ yaklaşık olarak 1000 metreküp suyu kullanılmaz hale getirebiliyor . Bununla kalmamak üzere bir çok canlınında yok olmasına sebebiyet veriyor .

Kentleşme sonrası kurulan şehirlerin ihtiyaçları doğrultusunda kurulan büyük fabrikalar , insanların ulaşımlarını sağlamak amacıyla kullandıkları araçlar, barınma faliyetleri sonucunda ısınma ihtiyaçları sonrasında ortaya çıkan çeşitli gazlar sonucunda ( karbonmonoksit (CO), kükürtdioksit (SO2), azotdioksitler (NOx) ve partikül maddeler (is, kurum ve toz) ) atmosfere yayılan zehirli gazlar sonucunda ortaya cıkmış bir kirlilik türüdür. 

0 yorum: